dromerant@gmail.com 0542 590 37 11

Çikolata kisti olarak da bilinen endometriozis yumurtalıklarda, fallop tüplerinde veya karın boşluğu gibi uterus dışındaki bölgelerde uterus iç yüzeyini döşeyen endometrial dokunun varlığı ile karakterize kronik bir hastalıktır. Yanlış konumlanan bu endometrial dokuda, tıpkı uterusta olduğu gibi adet döngüsü olur. Endometriozis (çikolata kisti), yumurtalıklarda yerleşirse yumurtaların kalitesini ve ayrıca fallop tüplerinin işleyişini olumsuz yönde etkiler ve karın boşluğunun iç kısmında yapışıklığa neden olur. Bu hastalık, belirtiler hafife alındığı için kısırlık ortaya çıkana kadar genellikle fark edilmez. Endometriozis teşhisinin tek kesin yolu bir laparoskopik yöntemle göbek deliğinden girilerek kamera ile karın içine bakılmasıdır.

Endometriozis (çikolata kisti) nedir?

Endometriozis, rahim içini döşeyen endometrium tabakasının rahmin dışındaki başka bir bölgede büyümesi sonucu gelişen ve sıklıkla ağrılı seyreden bir hastalıktır. Endometriozis en sık olarak yumurtalıklar, fallop tüpleri ve pelvisi örten dokuda görülür. Dünya genelinde üreme çağındaki yaklaşık 176 milyon kadını etkileyen yaygın bir hastalık olmasına rağmen bilinirlik oranı çok düşüktür. Hastalık her yaş grubundaki kadını etkileyebilmesine rağmen en çok 30'lu ve 40'lı yaşlardaki kadınlarda görülür.

Endometriozis (çikolata kisti) nedenleri nelerdir?

Hastalığın sebebinin ne olduğunu tam olarak bilinmemektedir. Fakat nedene yönelik geliştirilen bazı teoriler vardır:

Genetik faktörler: Hastalık aile içinde aktarılma eğilimindedir ve bazı etnik grupları diğerlerinden daha fazla etkiler. Kişinin ailesinde endometriozis hastalığı olan birisi varsa, bu kişide hastalığın görülme riski normal popülasyona göre daha yüksektir.

Ters yöne menstrüasyon olması: Adet kanamasıyla birlikte rahmi döşeyen endometrium dokusu vajina yoluyla vücuttan atılır. Eğer geriye doğru kanama olursa endometrial doku fallop tüplerinden karın boşluğuna akarak buradaki organlara yerleşip endometriozise neden olur.

Bağışıklık sistemi ile ilgili bir problem nedeniyle vücudun hastalık ve enfeksiyona karşı doğal savunmasında sorunlar olması endometriozis gelişiminde etken olabilir.

Kan dolaşımı veya lenfatik sistem yoluyla endometrium hücrelerinin vücudun çeşitli yerlerine yayılması ve çeşitli organlara yerleşmesi. Lenfatik sistem, bağışıklık sisteminin bir parçasıdır ve bir dizi tüp ve salgı bezinden oluşur.

Bu teorilerin hiçbiri endometriozisin neden oluştuğunu tam olarak açıklayamamaktadır. Durum, farklı faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanıyor olabilir.

Endometriozis (çikolata kisti) belirtileri nelerdir?

Endometrioziste görülen en önemli belirti genellikle adet dönemleriyle ilişkili olan kasık ağrısıdır. Her ne kadar çoğu kadında adet dönemleri ağrılı geçse de endometriozisi olanlarda çok daha şiddetli bir ağrı söz konusudur. Ağrının şiddeti zamanla artabilir. Endometrioziste görülen yaygın belirti ve şikâyetler şunları içerebilir:

Ağrılı adet dönemleri (Dismenore). Pelvik ağrı ve kramplar genellikle adet kanaması öncesinde başlar ve siklus sürecinde birkaç gün devam eder. Ayrıca bel ve karın ağrısı da olabilir.

İlişki sırasında ağrı. Endometrioziste ilişki sırasında veya sonrasında ağrı görülür.

Büyük abdest veya idrara çıkma sırasında ağrı. Daha sık olarak adet dönemlerinde belirginleşen dışkılama ya da idrar yapma sırasında ağrı şikâyetleri olabilir.

Aşırı kanama. Zaman zaman adet dönemlerinde aşırı kanama veya dönemler arasında anormal kanama görülebilir.

Kısırlık. Endometriozis genellikle ilk kez kısırlık nedeniyle tıbbi yardım arayanlarda teşhis edilir.

Diğer belirti ve bulgular. Özellikle adet dönemlerinde artan yorgunluk, ishal, kabızlık, şişkinlik, bulantı gibi belirtiler görülebilir.

Ağrının ciddiyeti, endometriozis derecesinin güvenilir bir göstergesi değildir. Hafif endometrioziste şiddetli ağrı olabileceği gibi tam tersi şekilde hafif ağrısı olan kadınlarda şiddetli endometriozis saptanabilir. Endometriozis bazen pelvik inflamatuar hastalık (PID) veya yumurtalık kistleri gibi kasık ve karında ağrıya neden olabilecek diğer durumlar ile karışabilir. İshal, kabızlık ve karın kramplarıyla seyreden huzursuz bağırsak sendromu ile de karıştırılabilir. Huzursuz bağırsak sendromu endometriozise eşlik ederek tanıyı zorlaştırabilir.

Yoğun rahatsızlığa rağmen birçok kadın hamile kalmaya çalışıncaya kadar, hastalığın farkına varmaz. Hastalık zamanla kademeli olarak kötüleşme eğilimi gösterdiğinden, endometriozisi olan kadınların yaklaşık %30 - 40’ı kısırlık problemleri yaşar. Çünkü yanlış konumlanan endometrial dokudan karın boşluğuna akan kanın vücuttan çıkabilmesinin bir yolu yoktur.

Endometriozis (çikolata kisti) tanısı nasıl konulur?

Endometriozis ve pelvik ağrıya neden olabilecek diğer durumların teşhisi için doktor hastaya şikâyetleri ve tıbbi geçmişi ile ilgili sorunlar sorar. Endometriozisin fiziksel ipuçlarını kontrol etmek için yapılan testler şunları içerir:

Pelvik muayene. Pelvik yani jinekolojik muayene ile üreme organlarında bulunan anormallikler ve endometriozise bağlı kistik yapılar saptanabilir.

Ultrason. Ultrasonda vücudun iç organlarını görüntülemek için yüksek frekanslı ses dalgaları kullanılır. Görüntüleri yakalamak için, dönüştürücü adı verilen bir aygıt karın ya da vajinaya (transvajinal ultrason) yerleştirilir. Üreme organlarının en iyi şekilde görüntülenebilmesi için her iki ultrason incelemesi de yapılabilir. Standart bir ultrason ile endometriozis tanısı koymak mümkün olmayabilir. Hastada endometriozis ile ilişkili kistler oluşmuşsa bunlar USG ile saptanabilir.

Manyetik rezonans görüntüleme (MRG). MRG, organ ve dokuların detaylı görüntülerini elde etmek için manyetik alan ve radyo dalgaları kullanan bir incelemedir. MRG tanı koymaya ve cerrahi planlamaya yardımcı olur. Rahim dışına yerleşmiş endometrial dokuların yerleri ve büyüklükleri hakkında ayrıntılı bilgi verir.

Laparoskopi. Laparoskopi, genel anestezi altında, göbek deliği yakınından açılan küçük bir kesi yoluyla karın içine girilerek yapılır. İşlem, laparoskop adı verilen ucunda ışıklı kamera bulunan ince bir tüp yardımıyla yapılır. Rahim dışında konumlanmış endometriyal dokuların arandığı laparoskopi ile endometrial implantların yeri, kapsamı ve büyüklüğü hakkında bilgi elde edilebilir. Gerekli görülürse daha ileri testler için doku örneği (biyopsi) alınabilir. Laparoskopi sırasında endometriozis odakları çıkarılarak hastalık tamamen tedavi edilebilir. Böylece tanı ve tedavi sadece tek bir ameliyatla tamamlanır.

Endometriozis (çikolata kisti) tedavisi nasıl yapılır?

Endometriozis tedavisi ilaçlarla veya ameliyatla yapılabilir. Bazen hem ilaçlar hem de cerrahi tedavi gerekli olabilir. Tedavide öncelikle ilaçlar denenir. İlaçlarla başarı elde edilemediğinde ise cerrahi tedavi seçenekleri değerlendirilir.

Adet dönemlerinde görülen ağrı ve krampları hafifletmek için nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar reçete edilir. Hamilelik planı olmayan kadınlara ağrı kesici ile birlikte hormon tedavisi başlanabilir. Hormon takviyesi endometriozis ağrısının azaltılmasında veya ortadan kaldırılmasında etkilidir. Adet döngüsü sırasında vücutta üretilen hormonların önce yükselmesi ve daha sonra düşmesi patolojik endometrial dokuların kalınlaşmasına, parçalanmasına ve kanamasına neden olur. Hormon takviyesi endometrial doku kalınlaşmasını yavaşlatabilir ve yeni endometrial doku oluşumunu önleyebilir. Hormon tedavisi, endometriozis için kalıcı bir çözüm sağlamaz. Tedaviyi bıraktıktan sonra belirtiler geri gelir.

Çocuk isteği olan kadınlarda hormon tedavisi uygulanamaz. Bu nedenle cerrahi tedavi tercih edilir. Cerrahi işlem genellikle laparoskopik yöntemle yapılır. Laparoskopik ameliyatta göbek deliğinden küçük bir kesi açılır. Bu kesiden laparoskop adı verilen ve ucunda kamera bulunan ince tüp şeklindeki alet yardımıyla kistin bulunduğu yere ulaşılır ve kist dokusu kesilip çıkarılır.

Endometriozis belirtilerini kontrol altına almada beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri de etkilidir. Vücutta salgılanan östrojenin uterus iç yüzeyindeki endometriyal dokuyu kalınlaştırdığı bilinir. Öyleyse östrojen seviyesini düşük tutmak çikolata kisti belirtilerini minimuma indirmeye yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz yaparak, kafein ve alkol alımını sınırlayarak ve vücut yağ oranını azaltarak östrojen seviyesinin düşmesini sağlamak mümkündür.